Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi
Radiye Gül, 2001’de Türkiye’nin ilk kitre bebek müzesini kurmuştur. Müze, 2005’ten beri Kültür Bakanlığı’na bağlı “özel müze” statüsünde, Kapadokya’da Mustafapaşa kasabasında (Ürgüp) faaliyet göstermektedir.
Gül, 1980’den itibaren kitre bebek çalışmalarını sürdürmektedir. Eserlerinde, özellikle Anadolu tarih, kültür ve halk hikayelerini anlatan eserlere yer vermektedir. Kitre bebekler, seçilen temaya uygun biçimde kostümlü ve dekorlu sahnelerle canlandırılmaktadır. Geleneksel Türk el Sanatlarının farklı alanlarında aldığı eğitimler (ahşap oymacılığı, kanaviçe, nakış, iğne oyası, ebru, keçe, minyatür, tezhip) nedeniyle, Radiye Gül, kitre bebek kompozisyonlarının gerektirdiği bütün kostüm, dekor ve aksesuarları kendisi hazırlamaktadır. Radiye Gül, yurtiçi ve yurtdışında karma ve kişisel sergiler açmıştır. Ayrıca, Kapadokya Sanat Tarih Müzesi’nde, okullar ve üniversitelerle işbirliği içinde, öğrencilere ve üniversiteli gençlere atölye çalışmaları düzenleyerek kitre bebeği tanıtmaktadır.
Kitre bebekler yoluyla, tarihimizin ve kültürümüzün görsel hikayelerle gelecek nesillere aktarılmasına katkıda bulunmaktadır.
Kitre bebek, ilk kez Cumhuriyet’in kuruluşunu izleyen yıllarda Mustafa Kemal Atatürk tarafından teknik okullar ve olgunlaşma enstitülerine ders olarak koydurulmuştur. Ancak, zaman içinde bu sanat giderek geleneksel özeliklerini ve müfredattaki yerini kaybetmiştir. Radiye Gül, geleneksel özelliklerini kaybetmeden bu sanatın geleneksel kuşaklara aktarılması için çaba harcamaktadır.
Kapadokya Sanat Tarih Müzesi (Kitre Bebek Müzesi), Uluslararası Müzeler Birliği (ICOM) üyesidir.
Sibel Radiye Gül: Bez Bebeklerden Kitre Bebeğe
Radiye Gül, çocukken 1960’lı yıllarda bebek yapımı ile ilk kez Tahtaköprü Köyü’nde yaşarken annesinin yaptığı bez bebekler sayesinde tanıştı. İlk ustası annesiydi. Annesi bebek yaparken O’na yardım ederek öğrendiği en önemli bilgi, eskileri dönüştürerek tekrar kullanılacak hale getirmek, ziyan etmemek ve bir şeyle uğraşırken sabırlı olmaktı. Marangoz babası, komşu çocuklara ahşaptan oyuncak tahta beşikler, kağnılar, at arabaları ve binmeleri için tahta kızaklar yapardı. Zaman zaman babasına yardım eder, eğilmiş çivileri düzeltir, zımpara yapar ve dökülen yongalarla kendince oyunlar oynardı. Büyüdükçe, annesinden gördüğü gibi kendisi ve kardeşleri, komşu çocukları ve daha sonraları da kendi çocukları için bebekler yapmaya başladı.
İlk kez Mersin’de geleneksel kitre bebek konusunda Türk El Sanatları hocası Huriye Özcan’dan 1982-88 yılları arasında ders aldı. Özcan, geleneksel el sanatlarına ve kitre bebek konusuna gönül vermiş bir sanatkardı. 2001’de Mustafapaşa Köyü’nde (Ürgüp), tarihi bir konakta, kişisel çabalarıyla hayalindeki bebek müzesini kurdu. 2005’te kendi yaptığı 3000’den fazla kitre bebeği sergilediği müze Kültür Bakanlığı’na bağlı müze statüsüyle faaliyet göstermeye başladı. Radiye Gül, 2010’da Halk Kültürü Araştırmaları Kurumu tarafından verilen “Türk Halk Kültürüne Hizmet Ödülü”nü aldı. Gül, 2012 tarihinden beri “Kültür Bakanlığı Geleneksel Kitre Bebek Sanatkarı” olarak kayıtlıdır. Yurtiçi ve yurtdışı sergileri açmaya, kitre bebek çalışmalarını, Anadolu’nun zengin kültürel mirasını yansıtan hikayelerle sürdürmektedir.
İlk kez Mersin’de geleneksel kitre bebek konusunda Türk El Sanatları hocası Huriye Özcan’dan 1982-88 yılları arasında ders aldı. Özcan, geleneksel el sanatlarına ve kitre bebek konusuna gönül vermiş bir sanatkardı. 2001’de Mustafapaşa Köyü’nde (Ürgüp), tarihi bir konakta, kişisel çabalarıyla hayalindeki bebek müzesini kurdu. 2005’te kendi yaptığı 3000’den fazla kitre bebeği sergilediği müze Kültür Bakanlığı’na bağlı müze statüsüyle faaliyet göstermeye başladı. Radiye Gül, 2010’da Halk Kültürü Araştırmaları Kurumu tarafından verilen “Türk Halk Kültürüne Hizmet Ödülü”nü aldı. Gül, 2012 tarihinden beri “Kültür Bakanlığı Geleneksel Kitre Bebek Sanatkarı” olarak kayıtlıdır. Yurtiçi ve yurtdışı sergileri açmaya, kitre bebek çalışmalarını, Anadolu’nun zengin kültürel mirasını yansıtan hikayelerle sürdürmektedir.
Kitre bebek yapımı, geleneksel el sanatlarından biridir. Kitre bebek iskeletinin tamamı el yapımıdır. Vücudu belli boyutlarda kalıp çıkarılarak hazırlanır. Tel iskelet üzerine kalıp giydirildikten sonra el, yüz ve ayaklar birleştirilir. Yüz, el ve ayakları, kitre yardımı ile doğal kağıt ve pamukla sararak ayrıca hazırlanır. Kitre bebeğin doğal şartlarda kuruması gerekir. Kıyafetleri ve aksesuarları da el yapımıdır.
Kitre, Anadolu’da kendiliğinden yetişen geven bitkisinin özsütünün toplanıp kurutulmasıyla elde edilir. Kayseri, Sivas, Erzurum, Nevşehir gibi şehirlerde dağlık bölgelerde yetişir. Eczacılık ve boya sanayiinde ve geleneksel Türk Ebru sanatında da kullanılır. Çeşitli aşamalardan geçirilerek, elyapımı kitre bebek yapımında yapıştırıcı malzeme olarak kullanılır. Doğal ve dayanıklı bir malzemedir. Bu nedenle, doğal şartlarda korunduğunda, kitre ile yapılan eserlerin çok uzun yıllar dayandığı bilinmektedir.
Kitrenin, Osmanlı’dan günümüze gelen kimi tarihi kitapların ciltlenmesinde ve önemli evrakların saklanmasında kulanıldığı gibi, tekstil ürünlerinde özellikle de kaftanlarda kullanıldığı tesbit edilmiştir. Dolayısıyla, kitre bebeklerin geleneksel yönemlerle ve kitre kullanılarak yapılması, bu geleneğin korunması ve gelecek nesillere aktarılması açısından çok önemlidir. Kitre bebek yapımında, kitre dışında doğal kağıt, pamuk, tel ve boya gibi çeşitli malzemeler de kullanılmaktadır.
Radiye Gül, geleneksel kitre bebek sanatkarı olarak, özgün kompozisyonlarla 40 yılı aşkın süredir bu geleneği yaşatmaktadır.
Kitre Bebek Müzesi, açıldığı günden beri çeşitli kültür ve sanat etkinliklerine ev sahipliği yapmış ve bölgede sergiler, atölye çalışmaları, hikaye geceleri, sanat ve kültür odaklı İMECE festivallerini gerçekleştirmiştir. Bu faaliyetleri gerçekleştirirken, bölgedeki yerel otoritelerle, kurum ve kuruluşlarla, STK’larla, okullarla işbirliği içinde çalışmaktadır. Müzede, anaokullarından, ilköğretim okullarından ve üniversitelerden gelen öğrencilere özel tematik müze turları, farklı alanlarda atölye çalışmaları ve kitre bebek hikayeleri temalı etkinlikler gerçekleştirilmektedir. Müze, Türkiye’nin farklı illerinden eğitim, kadın, çocuk, çevre gibi alanlarda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının da uğrak yeri haline gelmiştir.
Kapadokya’nın başarı hikâyesini oluşturan müzelerden biri olan Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi, Ürgüp’e bağlı olan Mustafapaşa’da yer alıyor.
Türk Hava Yolları, Anadolu Jet ve Pegasus, Nevşehir Havaalanına indiğinden dolayı kolaylıkla havayolunu kullanabilirsiniz. Ürgüp bölgesi Ankara’ya 276 km, İstanbul’a 764 km ve İzmir’e de 779 km uzaklıkta bulunuyor.
Pazartesi: Kapalı
Salı: 10:00 – 18:00
Çarşamba: 10:00 – 18:00
Perşembe: 10:00 – 18:00
Cuma: 10:00 – 18:00
Cumartesi: 10:00 – 18:00
Pazar: 10:00 – 18:00